BLOG

Önemli Şeylere Öncelik Ver...

12.11.2017

Merhaba Sevgili Dostlar,
 
“Yapılacak çok iş var ancak ben hiçbir şeye yetişemiyorum”
“Çevremdeki insanlar sürekli benden bir şeyler bekliyor ve ben tükenmek üzereyim”
 
Bu cümleler size de tanıdık geliyorsa yazının devamını ilgiyle okuyacaksınız demektir J
Çok klişe olacak belki ama eğitimlerde sunulan zaman yönetimi başlığı yerine ben zaman içinde kendimizi yönetmek yaklaşımını daha çok benimsiyorum.
 
İnsanların zamanı yönetme fikri aslında çok eskiye dayanır, zaman yönetimi alanında kullanılan her bir akım bir öncekinin üzerine eklenerek toplumsal ve kişisel ilerlemeye yol açtı. Tıpkı tarım devrimini izleyen sanayi devrimi ve devamında içinde bulunduğumuz iletişim devrimi yakın gelecekte izleyecek olan siber-yapay zekâ devrimleri gibi.
 
Zaman yönetiminde her bir akım yaşamlarımızı daha iyi kontrol etmemizi sağladı. İlk akımda sadece yazılı notlar ve yapılacaklar listesi vardı, insanlar görevleri yerine getirdikçe bir tür rahatlama ve onaylama duygusu yaşardı. İkinci akımda ise bu kez takvim ve randevu defterleri eklendi, bu akım ile birlikte insanlar geleceklerini programlama girişimlerini yansıttı. Üçüncü akım ise bugün de geçerli olan zaman yönetimini yansıtır, daha önceki akımlarda görevleri basit bir şekilde sıraya dizmek yerine önem değerine göre günlük planlama şekli benimsendi. Ancak ne yazık ki bu akım da sadece verimli çalışmayı ve denetlenmeyi öne çıkardı. Oysa sadece verimliliğe odaklanmak insan ilişkilerini geliştirme ve insani ihtiyaçlarını karşılama fırsatlarıyla çatışan beklentiler yaratır. Bunun sonucu olarak insanlar kendilerini fazlasıyla programlanmış ve insan ilişkilerinden kısıtlanmış hissetmelerine neden oldu.       
 
Artık günümüzde çok daha farklı bir dördüncü akım çıktı karşımıza. Bu akımda önemli olan zamanı değil, kendimizi yönetmektir. Bu akımda önemli olan şeyler ve zaman değil, ilişkiler ve sonuçlara ulaşmaktır. Bu yeni akımı daha iyi anlayabilmek için zamanımızı (ç)alan etkinlikleri aşağıda yer alan dört kareye doğru bir şekilde yerleştirmek gerekir.
 
Gördüğünüz gibi, bir etkinliği tanımlayan iki etken acillik(şimdi-hemen) ve önemdir.  
 
Şimdi olasılıkları değerlendirenlerim;
 
* Dikkatinizi ve yaşam tarzınızı sürekli IKareye verirseniz sorunlar ve krizler giderek büyür ve siz stres altında ezilirsiniz. Üstünüze gelen acımasız olaylar size pes ettirir. Rahatlamak istediğinizde kısa süre için IVKareye geçersiniz ancak fazla uzun süremeden I. Kare sizi içine çekmeye devam eder.
 
* Dikkatinizi sadece “önemli olmayan” III. ve IV. Karelere verirseniz risk altındasınız demektir. İşten çıkarılma, boşanma, dışlanma gibi tehlikeler yakındır.
 
* Akıllı ve etkili insanlar III. ve IVKarelerden hep uzak dururlar çünkü bunlar acil olsun ya da olmasın, önemli değildir.  I. Kareyi yok saymazlar ancak gereken boyutlara indirirler. Akıllı ve etkili insanlar tüm dikkatlerini IIKareye yani önemli fakat acil olmayan işlere verirler. IIKarede zaman geçiren kişiler öncelikle kendi değerlerinin farkına varıp hedeflerini ve planlarını oluştururlar. Bu kişiler aynı zamanda insan ilişkilerinde önemli mesafeler kat eder. II. Kare - “Önemli işler” kişisel yönetimin can damarıdır.
 
Belki de sorulması gereken soru; Birinci karede bulunan bazı işleri nasıl azaltırım? Buna gücüm var mı benim?  Bu seviyeye ulaşabilmek için bazen acil gibi görünen şeylere “HAYIR” demeyi öğrenmemiz gerekir. Acil ancak önemli olmayan işleri başkalarına devir etmek (takip etmek şartı ile) de çözüm olabilir.
 
Hepimizin hayatta farklı rolleri vardır (örneğin; Eş-Baba-Çocuk-Öğrenci-Çalışan-Yönetici gibi). Dördüncü akımda etkinliklerimizi karelere yerleştirdikten sonra rollerimize göre Pazartesi gününden başlayarak bir haftayı planlamak ve plan içinde insan ilişkilerine ve sonuçlara etkin bir şekilde yer vermek size iyi gelecektir.       
  
Johann Wolfgang von Goethe’nin dediği gibi “en önemli şeyler, asla en önemsizlerin insafına bırakılmamalı.
 
 
Not: Bu yazıyı hazırlamak ve paylaşmak benim için bir II.Kare etkinliğidir
 
 
Sevgilerimle
 
Teoman Temiz