BLOG

Empati Kurabilenler El Kaldırsın;

7.10.2020

Empati kelimesi eski Yunanca “patheia” (hissetme, duyma) sözcüğünden türetilmiş. 1900 yıllarında İngilizce “empathy” olarak hayatımıza girmiştir.
Türkçe’mizde tam olarak karşılığı olmasa da “kendimizi karşıdakinin yerine koyma, benzer hisleri paylaşma” şeklinde özetleyebiliriz.
 
Peki, günlük yaşantımızda bu “ayna” tekniğini ne kadar etkin uygulayabiliyoruz?
 
Bir keresinde arkadaşım, “Kızımı anlayamıyorum,” dedi. “Beni hiç dinlemiyor”.
“İznin olursa anladığımı tekrar edeyim,” şeklinde karşılık verdim. “Kızın seni dinlemediği için onu anlamıyorsun, öyle mi”? “Aynen öyle,” oldu yanıtı.
“Kızını anlamak için önce senin onu dinlemen gerekirdi” önerisinde bulundum. Bir an sessizlik oldu aramızda.
 
Arkadaşım, kızının düşünceleri ve beklentileri konusunda hiçbir fikri yoktu. Tüm dünyaya sadece kendi penceresinden bakıyordu.
 
Çoğumuz için durum maalesef böyledir. Yaşam öykümüzü sürekli haklı olduğumuz düşüncesiyle doldurur ve sürekli puan topladığımızı düşünürüz.
Aktif dinlediğimiz anlarda bile karşıdakini anlamak yerine cevap hazırlığı bizim önceliğimiz olur.
 
“Önce anlamaya çalış” ilkesi aslında ciddi bir paradigma (köklü ilkesel değişiklik) gerektirir çünkü önce anlaşılmak isteriz, bu şekilde kodlanmıştır zihin haritalarımız.
 
Oysa karşıdakini empatiyle dinlediğimiz zaman, o kişiye nefes alma olanağı tanırız. Karşımızdaki ancak o zaman kendini değerli hisseder.
Empati kurmak sadece aktif dinlemek ve anlamaya çalışmakta değildir aslında.
Yaşamın her alanında empatiyle eyleme geçmek çok kolay olmasa bile önceki yazılarımdan hatırladığınız duygusal kredi kartımız da olumlu etkiler.  
 
 
Özetle; Hayatı Paylaşmaktır Empati Kelimesi.
 
 
 
 
Sevgilerimle
 
Teoman Temiz